21 Kasım 2024 Perşembe
Enflasyon yüksek seyrini koruyor. Kamu çalışanlarının ve memur emeklilerinin alım gücü her geçen gün düşüyor.
Bizler, emekliler başta olmak üzere çalışanlarımızın ekonomik durumlarını iyileştirecek, beklentilerini karşılayacak, verilen sözlerin tutulduğu düzenlemeler bekliyoruz.
Ama uygulama, ekonomideki olumsuzlukları çalışanların haklarından kısarak düzeltmek yolunda kurgulanıyor.
Kamu kaynaklarının etkili ve verimli bir biçimde kullanılmasının ve israftan kaçınılmasının yalnızca belli dönemler için değil her zaman uyulması gereken bir kural olduğuna inanıyoruz.
Bu çerçevede kamu kaynaklarının tasarruflu kullanılmasına bizler de destek veriyoruz.
Ancak tasarruf tedbiri adı altında çalışanlarımızın kazanılmış haklarının kısıtlanmasına, toplu sözleşme hükümlerinin yok sayılmasına karşıyız.
Kamu çalışanlarının haklarına yönelik düzenlemelerin kamu bütçesine katkı yapmayacağı aksine olumsuz sonuçlar doğuracağı inancındayız.
Özellikle kamuda servis hizmetlerinin kaldırılması hem ekonomik hem de hukuki boyutları bakımından sorunlu bir uygulama olacaktır.
Ulaşımı zor olan kurumlara erişimi kolaylaştırmak, verimliliği ve etkinliği artırmak ve ulaşım giderlerinden tasarruf etmek amacıyla getirilmiş bir uygulamadır.
Servis hizmetlerini kaldırdığınızda, bu hizmetten faydalananlara toplu taşım kartı verilecektir. Bunun bir maliyeti vardır.
Bazı kamu çalışanlarımız özel araçlarını kullanmayı tercih edecektir.
Bu durumda hem ulaşım masrafları devam edecek hem özel araçlar nedeniyle şehrin trafiğine olumsuz etkisi olacak hem de büyük oranda dışa bağımlı olduğumuz akaryakıt tüketimi artacaktır.
Bu uygulamanın ekonomik olarak hiçbir katkısı olmayacağı açıktır.
Bunun yanında servis hizmetlerine ve toplu taşım kartlarına ilişkin olarak toplu sözleşme ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları bulunmaktadır.
Bu kararlar, başkaca bir işleme gerek kalmaksızın uygulanırlar. Dolayısıyla kanun hükmündedirler.
Kanun hükmündeki bir uygulamanın normlar hiyerarşisinde daha aşağıda bulunan genelge ile kaldırılması hukuki değildir.
Kaldı ki, toplu sözleşme ile karar altına alınmış bir konunun, tek taraflı olarak idari bir kararla iptal edilmesi toplu sözleşmenin özerkliğine de aykırıdır.
O halde bütün toplu sözleşme hükümlerini iptal etmek mümkün hale gelecek, toplu sözleşmelerin hiçbir geçerliliği kalmayacaktır.
Kamu çalışanlarımızın kazanılmış hakkı olan servis hizmetlerinin kaldırılmasının önüne geçmek, sendikacılığın geleceğini korumak ve toplu sözleşmenin hukuki gücünün korunmasını sağlamak adına, bu hükmün iptal edilmesi için geçtiğimiz gün yargıya başvurduk.
İnşallah yüce Türk adaleti, en hakkaniyetli kararı verecek ve on binlerce kamu çalışanımızın mağdur edilmesini, hukuka uygun olmayan düzenlemelerle hakların geriletilmesini önleyecektir.
Kamu görevlilerimizin kazanılmış hakları olan giyim yardımının kısıtlanması, fazla mesailere sınır getirilmesi gibi uygulamalar da doğru olmamıştır.
Bundan sonra da uygulama aşamasına geçildiğinde yine tasarruf genelgesinde yer alan lojman kiraları, giyim yardımlarının kısıtlanması, kamuda en önemli konulardan bir tanesi olan hizmet araçları alımının durdurulması gibi konularda da yargı yoluna başvuracağız.
Kamuda çalışan sayısı OECD ortalamasının oldukça gerisinde bulunuyor.
OECD verilerine göre bir kamu çalışanı Avusturya’da ortalama 18, Kanada’da ve Fransa’da 12, Finlandiya’da 9, Almanya’da 18, Hollanda’da 19, ABD’de 13 kişiye hizmet verirken yaklaşık 85 milyon nüfusu olan Türkiye’de 3 milyon 849 bin 203 kadrolu ve sözleşmeli kamu çalışanı bulunmakta ve 1 kamu çalışanına 22 kişi düşmektedir.
Üstelik bu çalışanlarımız ülke geneline homojen bir biçimde dağılmış da değildir.
Bu nedenle birçok ilde ve kurumda insanüstü bir gayretle hizmet üretmeye çalışanlarımız, yetersiz kadrolar nedeniyle ağır bir iş yükü altında adeta ezilmektedir.
Buna ek olarak emekli maaşlarının da görev aylığının yarısına düşmüş olması nedeniyle tüm çalışanlarımız 65 yaşına kadar görevde kalmayı tercih etmeye başlamış, emeklilik adeta bir kabusa dönüşmüş durumdadır.
Birçok kurumda, özellikle kiraların yüksek olduğu illerde boş kalan kadrolar nedeniyle hizmetler aksamaktadır.
Durum böyleyken kamuya personel alımını emekli olan kamu çalışanı sayısıyla sınırlamak, kamu hizmetlerinin kalitesinden, etkinliğinden ve verimliliğinden vaz geçmek demektir.
Bu durumda hastaneler doktorsuz, hemşiresiz, okullar öğretmensiz, postaneler dağıtıcısız, kurumlarımız memursuz mu kalacaktır?
Türkiye Kamu-Sen olarak kamuda daha etkili ve verimli hizmet üretmenin yolunun hakkaniyet ve adaletten geçtiğine inanıyoruz.
Kamu çalışanlarının hakları üzerinden tasarruf sağlama imkân ve ihtimali bulunmamaktadır.
Tasarruftan önce adalet sağlanmalıdır.
Külfeti kamu çalışanına ödetmeden önce nimetten de çalışanlarımıza pay verilmelidir.
Yemediği yemeğin faturasını ödemek ne derece hakkaniyetlidir?
Bu nedenle milyonlarca memur ve memur emeklisinin beklentilerinin karşılanmasını verilen sözlerin hayata geçirilmesini istiyoruz.
Kamu çalışanlarının ve emeklilerimizin sorunu çok, tasarruf tedbirlerine dayanacak gücü yoktur.
Bu ekonomik şartlar karşısında tasarruf değil bir an önce ek tedbirler alınarak memurlar ve emekliler rahatlatılmalıdır.
Özellikle hayatın gerçekleriyle uyuşmayan, çalışma hayatıyla ilişiği kalmayan memur emekli maaşlarının iyileştirilmesini, 12 bin TL tutarındaki ilave ek ödemenin emekli maaşlarına da yansıtılmasını bekliyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanımızın da taahhüdü olan birinci dereceye gelen tüm kamu çalışanlarının ek göstergelerinin 3600’e yükseltilmesi için gerekli çalışmanın bir an önce yapılmasını, Cumhurbaşkanımızın sözünün daha fazla sürüncemede bırakılmamasını istiyoruz.
Anayasa Mahkemesince haksız bir kararla iptal edilen toplu sözleşme ikramiyesinin, sendika üyesi kamu çalışanlarına tekrar ödenerek ortaya çıkan mağduriyetin giderilmesini, 2 milyon kamu çalışanının elinden alınan aylık 345 TL ödemenin iadesini istiyoruz.
Vergi dilimlerindeki adaletsizliğin giderilmesini ve çalışanlarımızın gelir vergisi oranlarının %15’e sabitlenmesini bekliyoruz.
Yardımcı hizmetler sınıfındaki personelin genel idare hizmetleri sınıfına alınarak, bu sorunun bütünüyle gündemden çıkarılmasını istiyoruz.
Hem ilk atamalarda hem de görevde yükselme sınavlarında mülakatın kaldırılmasını, atama, görevde yükselme ve unvan değişikliklerinde adalet, hakkaniyet ve liyakate göre hareket edilmesini bekliyoruz.
Türkiye Kamu-Sen olarak yargıya taşıdığımız tasarruf genelgesinin hukuka uygun olmayan maddelerinin mahkemelerimizce iptal edileceğine ve adaletin tecelli edeceğine inanıyoruz.
İsraftan tasarruf olur; lüksten tasarruf olur; fazladan tasarruf olur ama azdan tasarruf olmaz; ihtiyaçtan tasarruf olmaz; emeğin hakkından tasarruf olmaz; alın terinin karşılığından tasarruf olmaz.
Bilinmelidir ki, Türkiye Kamu-Sen olarak tek bir kamu çalışanımızın dahi kazanılmış hakkının elinden alınmasına müsaade etmeyecek, haklarımızın korunması için her türlü mücadeleyi yapacağız.
Kamuoyuna ve Tüm Basın Mensuplarına saygılar sunuyorum.
MEHMET ÖZKUK
TÜRK SAĞLIK-SEN UŞAK ŞUBE BAŞKANI
BİRLİK VE DAYANIŞMA SENDİKASI UYARDI:
SAĞLIK BAKANLIĞI BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK HİZMETİNİ BOZMAYA ÇALIŞIYOR
SAĞLIK ÇALIŞANLARI 2-6 ARALIK TARİHİNDE YENİDEN İŞ BIRAKIYOR Geniş katılımın gerçekleştiği 5-7 Kasım 2024 tarihleri arasındaki iş bırakma eyleminde sağlık çalışanlarının taleplerini göz ardı eden Sağlık Bakanlığını uyarmak üzere aile hekimleri, ebe ve hemşireleri eylemlerini sürdürüyor. Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük, Bakanlığın tüm uygulamaları ile birinci basamak sağlık hizmetini bozmaya çalıştığını söyledi.
Aile hekimleri, ebeler ve sağlık çalışanları sözleşme ve ödeme yönetmeliğinin geri çekilmemesi üzerine Sağlık Bakanlığını bir kez daha uyarmak üzere 2-6 Aralık 2024 tarihlerinde 5 gün iş bırakıyor. Sağlık çalışanları geniş katılımın gerçekleştiği 5-7 Kasım 2024 tarihleri arasındaki iş bırakma eyleminde sağlık çalışanlarının taleplerini göz ardı eden Sağlık Bakanlığını uyarmak üzere eylemlerini tekrarlıyor.
Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük, Bakanlığın tüm uygulamaları ile birinci basamak sağlık hizmetini bozmaya çalıştığını söyledi. Dr. Derya Mengücük “Sağlık Bakanlığı, hastayla hekim, hasta ile ebe ve hemşire arasına sağlık söz konusu olduğunda asla olmaması gereken sayı, formül ve birtakım denklemleri sokarak karşılıklı güven ilişkisini bozuyor. Biz hasta ve sağlık çalışanı arasına meslek ilkelerine uymayan ve hastanın da yararına olmayan herhangi bir hesap girmesini istemiyoruz. Sağlık sisteminin tüm problemlerinin sağlık çalışanına yüklendiği, hastaların tek muhatap olarak çalışanı gördüğü bir ortamda Sağlık Bakanlığı tüm bu sorunlara çözüm bulacağına, daha nitelikli bir sağlık hizmeti gerçekleştirilmesini sağlayacağına sorun üstüne yeni sorunlar ekliyor” uyarısında bulundu.
Aile Hekimleri Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinin, aile hekimleri ve aile hekimliğinde çalışan ebe hemşirelerin başta iş güvencesi olmak üzere özlük ve mali haklarını yasalara aykırı şekilde ihlal ederken, hastaların sağlık hakkına da dolaylı olarak müdahale ettiğini anlatan Dr. Derya Mengücük, “Halkımız tarafından benimsenen, özellikle bağışıklama ve koruyucu sağlık hizmetlerinde büyük başarı sağlamış olan bir birinci basamak sağlık hizmetini adeta bozmaya çalışıyor. Sağlık Bakanının, yönetmeliği savunurken akılcı ilaç kullanımı, kronik hastalıkların tarama ve takibi, aile hekimliğinin güçlendirilmesi gibi iddialarının gerçekle ilgisi olmadığını anlamak için sadece günlük bakılan hasta sayısına ve hastaya ayrılabilen muayene süresine bakmak yeterli” diye konuştu.
“Çalışanın emeğine el konuluyor”
Bakanlığın bir taraftan 3-5 dk da muayene, günde 90-100 muayene ve çalışana performans dayatmasına devam ederken nitelikli sağlık hizmetinden bahsetmesinin inandırıcı olmadığına işaret eden Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük, “Bu yönetmelik, hastaların kullanacağı ilacı, gideceği hastaneyi, hekime başvurma sayısı ya da gelmeme hakkını bizleri kullanarak kısıtlamaya çalışırken bunlar üzerinden çalışanın emeğine el konuluyor. Mesleki olarak uygun olmayan, çalışanın kendisinden kaynaklanmayan kriterlerle ücretlerinde kesinti yapıyor. Özellikle ebe ve hemşirelerin yoksulluk sınırı altında, hekimlerin ise biraz üstünde ücret aldığı durumda haksız şekilde ayrıca kesinti kabul edilemez. Ayrıca kendi elinde olmayan koşul ve şartlar öne sürülerek ve belirsiz hedefler üzerinden değerlendirip sözleşme yenilememek açıkça hukuksuzluktur” dedi.
“Bakanlık rakam görüyor, biz ise insanları”
Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sağlık Bakanlığı, sağlık hizmetini acil başvuru sayısı, yıllık toplam muayene sayısı, tetkik ve yoğun bakım yatak sayısı gibi sözde başarı sayıları ile değerlendirirken kronik hastalık takiplerini de verilerin elektronik ortama girilmesi olarak görüyor. Yeterli süre, yetki ve donanımı sağlamıyor ama aşırı iş yükü arasında imkansız olanı istiyor. Bakanlık sayı, katsayı ve rakam görüyor. Biz ise bebeği, genci, çocuğu, hastayı, yaşlıyı ve her birinin farklı ihtiyacını biliyor ve görüyoruz. Biz sayıları değil öncelikle insanı, sağlığını ve şifasını önemsiyoruz. Yönetmelik ve formüllerle geçimimizi tehdit etseler de böyle bilmeye ve görmeye devam edeceğiz…”
“Taleplerimizden vazgeçmeyeceğiz”
Meslek ilke ve onuruna sahip çıkarak, halkın sağlığına katkısı ve yararı olmayan uygulamalara karşı durmaya devam edeceklerini dile getiren Dr Derya Mengücük eylemleri ve talepleriyle ilgili olarak halkımızdan ve meslek derneklerinden gördükleri desteğe teşekkür etti. Dr Derya Mengücük “Emeğimizin karşılığını, işimizin özel ve önemli sorumluğunun karşılığını almak için mücadelemizi sürdüreceğiz. Performans, katsayı, formül, vergi gibi çok sayıda değişken ile manipüle edilen, gasp edilen değil emekliliğe yansıyan, insanca yaşamı ve çalışmayı sağlayan, yıpranma ve aldığımız risk ve sorumluğun karşılığı olan tek kalem ödeme talebimizden vazgeçmeyeceğiz. Taslak olarak ortaya çıktığından beri uyarı ve itirazımızı dile getirip, 5-6-7 Kasım tarihlerinde geniş katılımlı 3 gün iş bırakarak uyarımızı yinelediğimiz halde Aile Hekimliği Yönetmeliği geri çekilmedi. Talebimiz öncelikle ve derhal yönetmeliğin geri çekilmesidir” diye konuştu.
Bazı Özel Sağlık Kuruluşlarında Yaşanan Bebek Ölümlerine İlişkin Meclis Araştırma Komisyonu Kuruldu Bazı Özel Sağlık Kuruluşlarında Yaşanan Bebek Ölümlerine İlişkin Meclis Araştırma Komisyonu Kuruldu Uşak Milletvekili Op. Dr. Ali Karaoba’nın öncülüğünde, bazı özel sağlık kuruluşlarında yaşanan bebek ölümleri ve ilgili bakım hizmetlerindeki uygulamaların tüm yönleriyle incelenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bünyesinde bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmuştur. Komisyon, bu alanda mevcut uygulamaların, mevzuatın ve denetim süreçlerinin değerlendirilerek gerekli iyileştirme ve düzenlemelerin belirlenmesi amacıyla kapsamlı bir inceleme yapmayı hedeflemektedir.
Komisyonun ana gündem maddeleri arasında; özel sağlık kuruluşlarının yenidoğan, çocuk, engelli ve yaşlı bireylere sunduğu bakım hizmetlerinin niteliği, sağlık çalışanlarının yeterlilikleri, altyapı standartları ve mevzuata uygunluk düzeylerinin detaylı bir şekilde analiz edilmesi yer almaktadır. Ayrıca, söz konusu sağlık kuruluşlarında yaşanan bebek ölümlerine dair olası ihmal ve kusurların tespit edilerek, benzer durumların tekrarının önlenmesi için alınması gereken tedbirler de komisyonun çalışma alanları arasında bulunmaktadır.
Dr. Karaoba, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, sağlık hizmetlerinin temel insan hakkı olduğunu vurgulayarak, “Özellikle savunmasız gruplar olan yenidoğanlar, çocuklar, engelliler ve yaşlı bireyler için sunulan sağlık hizmetlerinde hiçbir ihmal veya kusura yer olmamalıdır. Bu kapsamda, oluşturulan Meclis Araştırma Komisyonu, mevcut durumun fotoğrafını çekerek, sistemin daha güvenilir ve sürdürülebilir hale getirilmesi için gereken adımları belirleyecektir” ifadelerini kullandı.
Komisyonun çalışmaları sonucunda, özel sağlık kuruluşlarının standartlarının yükseltilmesi, denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi ve sağlık hizmetlerinin güvenilirliğinin artırılması amacıyla bir dizi önerinin hayata geçirilmesi beklenmektedir. Elde edilecek bulgular ve öneriler, TBMM’nin yanı sıra ilgili bakanlıklar ve sağlık sektörü paydaşlarıyla da paylaşılacaktır. Bu sayede, sağlık hizmetlerinde kalite ve güvenlik standartlarının üst seviyeye taşınması hedeflenmektedir. En güncel Uşak haberleri , Uşak haber sitesi olan 64ajans.com yer alır. Güncel Uşak haberleri okumak için web sitemizi takipte kalın. Ayrıca bizlere sosyal medya adreslerimizden ulaşabilirsiniz.
Uşak Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen Okul Sporları Bowling Gençler İl Birinciliği Müsabakaları, Uşak Karun Alışveriş Merkezi Bowling Salonu’nda gerçekleştirildi.
Uşak’ın tek yerli AVM markası Karun alışveriş ve yaşam merkezinde düzenlenen etkinliğe Uşak valisi DR. Naci AKTAŞ ve Gençlik spor il müdürü Hacı Tevfik ÖZDEMİR, Karun AVM Yönetim kurulu başkanı Erhan AKÇAY ve öğrenciler katıldı.
Vali AKTAŞ turnuvaya katılan gençlerle bowling oynadı ve gençlerle sohbet ettikten sonra Karun AVM yönetim kurulu başkanı Erhan AKÇAY ile sohbet ederek fotoğraf çektirdi.
Vali AKTAŞ, yarışmada dereceye giren gençlere ödüllerini vererek başarılarının devamını diledi.
Müsabakalar sonunda dereceye giren takımlar ve sporcular şu şekilde oldu:
1. Necati Özen Anadolu lisesi
2.Şehit Cemalettin AVCI sosyal bilimler lisesi
3.Uşak OSB Mesleki ve teknik Anadolu lisesi
4.Ertuğrul Gazi Anadolu İmam hatip Lisesi
Karun AVM Yönetim Kurulu Başkanı Erhan AKÇAY Uşak Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen Okul Sporları Bowling Gençler İl Birinciliği Müsabakaları’na ev sahipliği yapmaktan büyük memnuniyet duyduklarını belirterek Uşak ve Uşaklılar için çalışmaya devam edeceklerini ifade etti. Karun AVM’nin kapısı tüm sosyal etkinliklere açıktır, Uşak’ın faydasına olan tüm çalışmalarda bulunmaktan mutluluk duyarız dedi.
Uşak Valisi Sayın Dr. Naci Aktaş‘ın Başkanlığında Düzenlenen “Kış Mevsimi Trafik Tedbirleri Toplantısı”, İlgili Kurum Ve Kuruluşların Katılımıyla Gerçekleştirildi. Toplantıda, Kış Aylarında Meydana Gelebilecek Olumsuz Meteorolojik Koşulların Etkilerini En Aza İndirmek Amacıyla Alınacak Tedbirler Kapsamlı Bir Şekilde Değerlendirildi.
Toplantının Ana Gündem Maddeleri Arasında, Vatandaşların Huzur Ve Güven İçerisinde Seyahat Edebilmelerini Sağlamak, Trafik Güvenliğini Artırmak Ve Olası Kazaların Önlenmesi İçin Uygulanacak Stratejiler Yer Aldı. Özellikle Yoğun Kar Yağışı, Buzlanma Ve Tipi Gibi Olumsuz Hava Şartlarında Trafik Akışının Sürdürülebilirliği İçin İlgili Birimlerin Koordinasyonunun Önemine Dikkat Çekildi.
Vali Dr. Naci Aktaş, Toplantıda Yaptığı Açıklamada, Güvenli Ve Sorunsuz Bir Kış Sezonu Geçirmek Adına Tüm Ekiplerin Hazır Olduğunu İfade Ederek, Kamu Kurumları Ve Yerel Yönetimlerin İş Birliği İçerisinde Çalışmasının Önemini Vurguladı. Ayrıca, Vatandaşların Trafik Kurallarına Uymaları Ve Zorlu Hava Koşullarında Dikkatli Olmaları Gerektiği Konusunda Bilgilendirme Yapılması Gerektiğine De Dikkat Çekildi.
Toplantıda Alınan Kararların, Bölge Halkının Yaşam Kalitesini Artırmayı Ve Kış Mevsiminde Ortaya Çıkabilecek Sorunların Önüne Geçmeyi Hedeflediği Belirtildi. İlgili Tüm Kurumların, Alınan Kararları Uygulamak Üzere Gerekli Hazırlıkları Tamamladığı Bildirildi. En güncel Uşak haberleri , Uşak haber sitesi olan 64ajans.com yer alır. Güncel Uşak haberleri okumak için web sitemizi takipte kalın. Ayrıca bizlere sosyal medya adreslerimizden ulaşabilirsiniz.