Kıbrıs Türk Federe Devleti
Kıbrıs Türk Federe Devleti
Kıbrıs Türk Federe Devleti Türkiye, Yunanistan ve İngiltere arasında 11 Şubat 1958 Zürih, 19 Şubat 1959 Londra Antlaşmaları’nı imzalanmasının ardından devam eden süreç neticesinde Türkiye, Yunanistan, İngiltere ile Kıbrıs Türk ve Rum toplumları temsilcilerinin 16 Ağustos 1960 tarihinde Garanti Antlaşması’nı imzalamalarıyla bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmuştur. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulması Rumların Enosis, Türklerin taksim yollarını kapatmıştır.
Kıbrıs Türk Federe Devleti
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından Rum toplumu lideri Baş Piskopos Makarios Cumhurbaşkanı, Türk toplumu lideri Dr. Fazıl Küçük Cumhurbaşkanı Yardımcısı seçilmiştir. İlk iki yıl içerisinde kurumlarını oluşturmaya çalışan Kıbrıs’ta sorun yaşanmamıştır; fakat Türklerle eşitliği içine sindirememiş olan Makarios ve diğer Rum liderlerin Enosis fikirlerini yeniden zikretmeye başlamalarıyla birlikte Cumhuriyetin üçüncü yılında iki toplum arasında tekrar sorunlar yaşanmaya, Türklere karşı şiddet olayları tırmanmaya başlamıştır.
Akritas Planı dahilinde Rum liderlerin kışkırtmalarıyla
Akritas Planı dahilinde Rum liderlerin kışkırtmalarıyla Aralık 1963’te başlayan olaylar, Kanlı Noel eylemleri ve devam eden saldırılar 1974’e kadar artarak devam etmiş, yüzlerce Kıbrıs Türkü hayatını kaybetmiştir. 5 Temmuz 1974’te “Enosis’e karşı çıktığı gerekçesiyle” Makarios’u darbe ile deviren Rum terör örgütü EOKA, kendi liderleri Nikos Sampson’u Cumhurbaşkanı ilan etmesi üzerine Türk Toplumunun güvenliğinden endişe eden Türkiye, 1960 Garanti Antlaşması kapsamında 20-22 Temmuz 1974 ve 14-16 Ağustos 1974 tarihleri arasında iki aşamalı olarak gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekâtı ile Ada’nın %36,5’i Türk kontrolüne geçmiştir. Barış Harekatı’nın ardından Kıbrıs sorunu başka bir boyut kazanmıştır.
Dünya kamuoyu tarafından; Kıbrıs’ta yaşanan olayların ardından
Dünya kamuoyu tarafından; Kıbrıs’ta yaşanan olayların ardından EOKA darbesi ile yönetimi ele geçiren Sampson’a ve Enosis faaliyetlerine karşı yapıldığı kabul edilen Birinci Harekât, haklı ve meşru kabul görmüştür; fakat ilk harekâtın ardından ilan edilen ateşkes ve devam eden barış görüşmeleri yaşanırken, Türkiye’nin beklentilerinin karşılanmaması üzerine gerçekleşen İkinci Harekât, “toprak kazanım hedefli” olarak görüldüğü için uluslararası kamuoyu tarafından tasvip edilmemiştir. Ancak her şeye rağmen Türkiye’nin Barış Harekâtları ile Ada’da yaşanan olaylar durmuş, silahlar susmuş ve diplomasi ile çözüm çalışmaları dönemi başlamıştır.
Harekât sonrası bir açıklama yapan Birleşmiş Milletler (BM); harekâtı tasvip etmediğini beyan ederek, Türkiye’nin Ada’yı terk etmesini ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, egemenliğine, bağlantısızlığına ve toprak bütünlüğüne saygı göstermesini talep etmiştir. Lakin unutulmamalıdır ki Harekât sonrasında uzlaşı sağlanamamış olsa da olaylar durmuştur.
Barış Harekatı’nın ardından Kıbrıs Türk kesimine uygulanan ambargolar ile Türklere kendi kendini idare etme ve insanca yaşama hakkı çok görülmüştür. Hatta Barış Harekatı’nda Amerika Birleşik Devletleri (ABD) silah ve teçhizatlarının kullanıldığı bahanesiyle Türkiye’ye ambargo uygulanmıştır. Harekât öncesi olayları göz ardı eden ABD ve İngiltere, Kıbrıs Cumhuriyeti’nden yana tavır sergileyerek, iki kesim arasındaki sorunların BM arabuluculuğunda kalıcı bir çözüm ile barışın temin edilmesini benimsemişlerdir.
BM Genel Kurulu’nda 1 Kasım 1974’te alınan karar ile eşit iki toplumlu statüsü kabul edilen, iki toplum arasında gerçekleşen görüşmelerden bir sonuç edilememesi üzerine; iki federe devletten bir federe devlete geçişi kolaylıkla sağlayabilmek, siyasi, ekonomik ve sosyal devlet ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için 13 Şubat 1975’te Türk kesimi tarafından Kıbrıs Türk Federe Devleti (KTFD)’nin kurulduğu ilan edilmiş ve Rauf Denktaş Başkanlığa getirilmiştir.
İlerleyen süreçte, barış için onlarca defa gerçekleşen görüşmelerden bir sonuç çıkmaması, çözümsüzlüklerle geçen zamanın; uluslararası camiada Rumlar lehine işlediğinin görülmesi, Rum tarafının masadan çekilmesine rağmen uluslararası camianın Rumlar lehine davranması ve Türk tarafının tüm önerilerini reddetmesi üzerine self determinasyon hakkını kullanan KTFD Meclisi 15 Kasım 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nin kurulduğunu ilan etmiş, Rauf Denktaş Kurucu Cumhurbaşkanı seçilmiştir.
Kıbrıs’ta Türklere karşı yapılan her türlü katliam, tecavüz, zulüm ve bilumum saldırılara karşı şanlı bir direniş gerçekleştiren Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) mensuplarımızı, kahraman mücahitlerimizi, Barış Harekatlarında can veren şehitlerimizi ve gazilerimizi minnet ve şükranla anıyoruz. En güncel Uşak haberleri , Uşak haber sitesi olan 64ajans.com pğğğğğ cyer alır. Güncel Uşak haberleri okumak için web sitemizi takipte kalın. Ayrıca bizlere sosyal medya adreslerimizden ulaşabilirsiniz.
:
İsmail CİNGÖZ
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı/M.A. - BULTÜRK Ankara Temsilcisi. cingozismail01@gmail.com
Kaynak: İsmail Cingöz; “Tarih Süzgecinde Kıbrıs Sorunu Ve Münhasır Alan Tartışmaları”, South Securty School, 28.07.2019,