Bebekler İçin Adalet: Birleşik Kamu-İş’ten Sağlık Skandalına Sert Tepki”

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Uşak İl Başkanı Nermin Büyükdumlu, son dönemde kamuoyunda büyük yankı uyandıran ‘Yenidoğan Çetesi’ skandalına ilişkin sert açıklamalarda bulundu. Özellikle bebeklerin hedef alındığı bu insanlık dışı olayda, sağlık sektöründeki denetimsizlik ve özelleştirme politikalarının neden olduğu tahribatın altı çizildi. Büyükdumlu, bu skandalın Türkiye'nin karşı karşıya olduğu sistematik çürümeyi gözler önüne serdiğini belirterek, Birleşik Kamu-İş olarak bu konunun sonuna kadar takipçisi olacaklarını ilan etti

Cumhuriyetin sağlıktan eğitime, eşit yurttaşlıktan özgürlüklere kadar tüm kazanımlarını tahrip eden AKP’nin yerine rant ve liyakatsizlikle inşa ettiği ‘Yeni Türkiyesi’nin “daha beteri olamaz” dediğimiz her olayın ardından daha da vahim olayların peş peşe yaşandığı bir korku filmi platosu olduğunu ‘Yenidoğan Çetesi’ skandalı bir kez daha gözler önüne sermiştir.

Yeni doğmuş yavruları, şebekelerine dahil olan özel hastanelere sevk edip, SGK’dan para koparmak uğruna bu bebeklere ilaçlar veren, canlarına kıyan bu çete, sistemdeki çürümeyi hepimizin yüzüne bir tokat gibi çarpmıştır.

Skandalın vahameti, sözü eğip bükmeden bu insanlık dışı faaliyetin nedenlerini tümüyle ele almayı gerektirmektedir.

  1. Bu tür alçaklıklara uygun karanlık iklimi sağlayan şey,  iktidarın bir yandan “yerli ve milli” tekerlemesini ağzından düşürmeyip ‘milli hazine’ niteliğindeki kamu kurumlarını ve hizmetlerini özelleştirilmesidir. Devletin anayasal bir zorunluluk olarak vermesi gereken sağlık, eğitim gibi hayati hizmetler patronlara rant kapısı yapılmıştır.
  2. Rant kapısı yapılan bu alanlar yetkililer tarafından ya denetlenmemiştir ya da denetimlerin gereği yapılmamıştır. “Yenidoğan çetesi” ile ete kemiğe bürünmüştür ki bu denetimsizlik hali bebeklerin bile para için öldürülebildiği, alçakların bebek kanı üzerinden güç ve mevki sahibi olduğu paralel bir kamu düzeni yaratmıştır.

Bu skandallar (şimdilik) İstanbul’da patlak vermiş ve ilk ihbarın 27 Mart 2023’te yapıldığı ortaya çıkmıştır. O dönem İstanbul İl Sağlık Müdürü olan Sağlık Bakanı’nın bu konuda yaptığı açıklamalar inandırıcı değildir. Üstelik Bakan Memişoğlu’nun söyledikleri doğru kabul edilse bile vahim ihbarlara rağmen soruşturma için neden 5 ay beklendiği, neden tam 1 yıl sonra sonuç alındığı da cevap bekleyen kritik sorular arasındadır. Bu yargılamanın şeffaf ve hakkınca yapılabilmesi için “Bu olayla kamuoyu meşgul ediliyor” ve “Neden daha önce gündem olmadı ben de anlamadım” gibi pişkince açıklamalar yapan Sağlık Bakanı derhal istifa etmelidir.

Bu bir insanlık meselesidir. Bu bir ülke meselesidir. Bu bir haysiyet meselesidir. “Vatanı korumak çocukları korumakla başlar” diyen bir liderin kurduğu bu ülke, bebeklerin bile korunamadığı, para için öldürüldüğü bir ülkeye dönüştürülemez!

Birleşik Kamu-İş olarak toplum vicdanında derin bir yara açan ve adalet talebini yükselten bu rezalete müdahil olduğumuzu ilan ediyoruz. Yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunduğumuzun, insanlığa kara bir leke olarak vurulan bu suçu işleyen her zalim cezalandırılmadıkça bu işin peşini bırakmayacağımızın altını çiziyoruz. Yıllardır her fırsatta, göğsünü gere gere “Fırat'ın kenarında bir koyun kaybolsa, hesabı benden sorulur” diyen yöneticilere de sesleniyoruz: Kurduğunuz kara düzende minicik bebekler gözü dönmüş insanlarca para için katledildi. Adaleti sağlayın, bu rezalete yol açan özelleştirmelerinizi, ‘reform’ adı taktığınız “sağlıkta dönüşüm yasası”nı tekrar masaya yatırın ve o masadan bir kez olsun halkın lehine kararlarla kalkın